Prostat, mesanesi ile penis arasındaki üreme fonksiyonu olan ceviz büyüklüğündeki salgı bezidir. Prostat, spermlerin korunduğu sıvıyı salgılar ve spermlerin sağlıklı şekilde korunmasını sağlar. Genellikle 40 yaşlarından sonra görülen prostat hastalıklarının farklı çeşitleri vardır. En çok rastlanan prostat hastalıkları; prostat büyümesi, prostat kanseri ve prostat iltihabı olarak sıralanabilir.
Erkeklerin çoğunda görülen ve erken teşhis konulduğunda tedaviden olumlu sonuç alınabilecek bir kanser türüdür. Kansere bağlı ölümlerde ilk sıralarda yer almaktadır. Başta belirti vermediği için erken tanı ihtimali oldukça düşüktür. Bu nedenden dolayı belirli bir yaştan sonra düzenli olarak prostat muayenesine girmeniz sağlığınız için önemlidir.
Prostatın yapısını oluşturan hücrelerden bazılarının farklı bir ilerleme göstermesiyle tümör yapıları oluşur ve kanser meydana gelir. Ailesinde prostat haslığı öyküsü olan kişilerin bu kansere yakalanma olasılığı daha yüksektir. Bunun yanı sıra çok fazla tütün kullanan ve obezite olan kişilerinde bu kansere yakalana olasılığı oldukça yüksektir.
Prostat Kanseri Belirtileri
Prostat kanseri sinsi bir şekilde ilerlediği için belirtileri genellikle hastalığın ilerleyen zamanlarında görülmeye başlar. Hastalığın belirtileri diğer prostat hastalıklarında da görülebilir ve belirtileri karakteristik değildir. Prostat kanseri belirtileri şu şekilde sıralanabilir;
- İdrar yapmada zorluk
- Sık idrara çıkma
- İdrar ya da menide kan bulunması
- Ereksiyon sorunları
- Kemik ağrıları
- Kasık bölgelerinde rahatsızlık hissi
- Ejakülasyon (boşalma) sırasında ağrı
- İstemsiz kilo verme
Hastaların bazılarında daha hızlı bir şekilde büyüme gösterebilir. Prostat haslığı vücudun diğer bölgelerine özellikle kemiklere sıçrayabileceğinden dolayı beli kalça veya bacaklarda şiddetli ağrılar meydana gelebilir.
Tümör nedeniyle prostatta meydana gelen büyüme sonrasında prostat bezinin, mesane ve idrar yollarına baskı yapması durumunda sık idrar çıkma, aralıklı ve yavaş idrara çıkma, idrar yaparken hematüri olarak ifade edilen idrardan kan gelmesi gibi belirtiler görülür.
Prostat Kanseri Nedenleri
Bu hastalığın henüz neye bağlı olarak ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Kanser, prostat hücrelerinin anormalleşmesiyle ortaya çıkmaya başlar. Bu mutasyona uğrayan hücreler, sağlıklı hücrelere nazaran daha hızlı büyür ve daha hızlı bölünürler. Sağlıklı hücreler öldüklerinde bile anormal hücreler yaşamaya devam eder. Anormal hücrelerin prostatta birikmesiyle yakın çevredeki dokular da istila edebilecek nitelikli bir tümör oluştururlar. Bazı anormal prostat hücreleri vücudun diğer bölümlerine yayılabilir.
Prostat kanserinin sebepleri hala tam olarak bilinemese de bazı risk faktörleri, kişinin hastalığa yakalanma ihtimalini daha da yükseltir. Bu faktörler;
Yaş: Prostat kanserinin en güçlü risk faktörü yaştır. 50 yaş üstü erkeklerde bu kanserin görülme olasılığı 50 yaş altı erkeklere nazaran daha yüksektir. Kişinin yaşı ilerledikçe hastalığın ortaya çıkma olasılığı da yükselir. 80 yaşında olan erkeklerin %80’inden prostat kanseri teşhisi konulduğu tahmin edilmektedir.
Aile Geçmişi: Baba, kardeş, dede veya amca gibi aile yakınlarında prostat kanseri geçirmiş kişilerin bu kansere yakalanma riski oldukça yüksektir.
Genetik: Bazı etnik kişilerin prostat kanserine yakalanma olasılığı daha yüksektir. Örneğin; siyahi kişiler ve karayipli erkeklerin beyaz erkeklerden daha prostat kanserine yakalanma olasılığı daha yüksektir. Asyalı adamların tutuklanabileceği daha düşüktür.
Bazı etnik grupların prostat kanseri olma olasılığı daha yüksektir. Örneğin, siyahi Afrikalı ve karayipli erkeklerin prostat kanserine yakalanma olasılığı beyaz erkeklerden daha muhtemeldir. Asyalı erkeklerin de bu kansere yakalanma olasılığı daha düşüktür.
Tanı Yöntemleri
Günümüzde, prostat kanserinin erken tanısı için uygulanan her hangi bir yöntem bulunmamaktadır. İlerleyen yaş ve genetik yatkınlık sağlıklı bir erkeğin prostat kanseri olacağını ortaya konulmuş risk faktörlerinden biridir. Bu risk faktörlerinin görülmesi durumunda hastaya erken teşhis yapılması için testler yapılır.
Aile yakınlarında prostat kanser geçmişi olmayan erkekler 50 yaşından sonra kanser taraması yaptırması tavsiye edilirken, aile geçmişinde daha önceden prostat kanseri olan kişiler daha önceden kanser taraması yaptırması tavsiye edilmektedir. Tarama yapmak amaçlı kullanılan yöntemler parmakla rektal muayenesi (prostata yönelik) ve kan testi ile PSA ölçümüdür.
PSA Testi ve Prostat Muayenesi
Kan örneği ile kontrol edilen PSA (prostat spesifik antijen) testi ile erken teşhis edilebilir. Prostat kanserinin erken teşhisi, tedavi olasılığının artması açısından önemlidir.
Kansere ek olarak, iyi huylu prostat hiperplazisi (büyümüş prostat), prostatit (prostat iltihabı), cinsel ilişki, biyopsiler, rektal prostat muayeneleri, idrar yolu enfeksiyonları, idrar yolu müdahaleleri (kateterizasyon) ve ameliyat sonrası PSA yükselebilir. Bu nedenle yüksek PSA kanser anlamına gelmez ve düşük seviyeler kanseri ekarte etmek için yeterli olmayabilir.
Bu nedenle kanseri tarama ve tanısında PSA testi prostat muayeneleri ile desteklenebilir. Bu testlerin sonuçları nedeniyle prostat kanserinden şüphelenilen hastalara kanser teşhisi için bazı ek testler yapılabilir:
Multiparametrik MR
MR, kanser şüphesi olan hastaların tanısını destekleyebilecek bir görüntüleme yöntemidir. Kanser hücreleri ve dokuları, artan hücre yoğunluğu ve kanlanma gibi özelliklerle sağlıklı dokudan farklı bir görünüme sahiptir. Bu şekilde çok parametreli MR kullanılarak görselleştirilebilirler.
Buna ek olarak, multiparametrik MRG, tümörün prostat kapsülünün ötesine geçip geçmediğini ve muhtemelen lenf nodu spazmını tespit edebilir. Ayrıca bu MR görüntüleri hastalara prostat biyopsisi yapılırken yol gösterici olarak kullanılabilir.
Prostat Biyopsisi
Biyopsi, vücudun herhangi bir yerinden alınan doku veya bir hücre parçasının mikroskop altında incelenip çeşitli testlere tabi tutulması işlemidir.
Prostat biyopsisinde prostatın farklı bölgelerinden örnekler alınır. Standart bir prostat biyopsisinde lokal anestezi altında rektuma yerleştirilen özel bir cihaz yardımıyla prostattan rastgele kesitler alınır ve daha sonra patolojik incelemede bu dokularda kanser hücresinin olup olmadığı kontrol edilir.
Teknoloji geliştikçe, tanısal doğruluğu arttıran yeni biyopsi yöntemleri geliştirilmiştir. Prostat biyopsisi, prostat kanserini teşhis etmek, tümörün hızla ilerleyip ilerlemediğini ve kötü huylu olup olmadığını belirlemek için kullanılır.
Standart Prostat Biyopsisi
Özel bir ultrason ile otomatik biyopsi iğnesi kullanılarak rektumdan prostat biyopsisi yapılır. Bu şekilde yapılan biyopsi işlemleri genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hastanede yatış gerektirmez.
Bu işlem sırasında ultrason rehberliği ile istenilen bölgeden biyopsi alınması sağlanır. Yüksek PSA’nın nedeni belirlenemezse, PSA yükselmeye devam ederse veya prostat biyopsisi şüpheliyse tekrar biyopsi gerekebilir.
MR-Ultrason Füzyon Biyopsi
Bu tanı yönteminde hastanın daha önceden çekilmiş MR görüntüleri prostat biyopsisinin yapıldığı ultrason cihazına aktarılarak tümörün olduğu yer tespit edilir. Bu nedenle, geleneksel biyopsideki rastgele kesitten farklı olarak, biyopsi “hedefle” doğrudan şüpheli odaktan gerçekleştirilir.
Bir tümörün veya şüpheli lezyonun tam yeri bulunabileceğinden, bu yöntemle çok sayıda numune almak yerine daha az numune alınması yeterli olur. Füzyon biyopsisi iki şekilde yapılabilir. Bunlardan biri de perineal bölgenin derisine girilerek yapılan transperineal yöntemdir. Bu yöntem genel veya lokal anestezi altında yapılabilir. Diğer bir yöntem ise rektumdan ulaşılarak yapılan transrektal yöntemdir. Bu yöntemde lokal anestezi altında yapılabilir.
Risk Faktörleri
- Yaş: Prostat kanseri yaşlanma ile orantılıdır. Ortalama erkekler ve yaşlı adam risk altında.
- Irk: Siyahilerde prostat kanseri daha fazla görülür. Bunun nedeni ise henüz keşfedilmemiştir. Aynı zamanda siyahilerde görülen kanser kötü huylu ve oldukça ilerlemiştir.
- Obezite: Obez erkekler de yüksek riski altındadırlar. Ayrıca obezite, prostat kanserinin tedavi sürecini oldukça zorlaştırır.
- Aile geçmişi: Ailesinde prostat kanser öyküsü olan erkeklerin hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kişiler de risk altındadır.
- Diğer etkenler: Kırmızı et ve yağlı yiyeceklerde yüksek, meyve ve sebzelerde düşük bir diyet, prostat kanseri gelişme riskinin artmasıyla ilişkili görünmektedir.
Prostat Kanseri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
1-Hastalığın Teşhisi İçin Prostat Biyopsisi Yapmak Gerekir Mi?
Prostat kanserine teşhis koymak için tam bir yöntem bulunmamaktadır. Prostat muayenesi ve kan tahlili yapıldıktan sonra birinden ya da ikisinden şüphe edildiği takdirde prostat biyopsisi yapmak gerekir.
2-Prostat Kanseri Ameliyatı Sonrası Hastayı Neler Bekliyor?
Prostat kanseri ameliyatı sonrası en korkulan sorun idrar tutamamaktı. Ancak günümüzde uzman bir ekip tarafından ameliyat ediliyorsanız, bu sorunla karşılaşmanız mümkün değildir.
İkinci bir faktör ereksiyon oluşturan sinirlerin korunup korunmadığıdır. Cerrahi ekip ereksiyon sağlayan sinirleri koruyabilirse tıbbi yardım ile yaklaşık 1 yıl içinde ereksiyon tekrar sağlanabilir.
3-Prostat Kanseri Ve Prostat Büyümesi Arasında Bir Bağ Var Mıdır?
Prostat büyümesi ile prostat kanseri arasında bir bağlantı yoktur. Hastanın idrar sorunlarını tamamen çözmek için prostat büyütme ameliyatı yapılır. Prostat büyümesi ameliyatı olan çoğu hastanın, kansere yakalanma ihtimali diğer insanlarla aynı orandadır.
4-Prostat Kanseri Riskli Midir?
Bu hastalık erkeklerde ölüm riski birinci sırada görülür. Genellikle diğer organlara sıçramayan, prostat bezinde meydana gelen iyi huylu büyümelerdir.
5-Prostat Hastası Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Prostat büyüyünce idrar akışı zorlaştığından dolayı hastalarda idrar yaparken zorlanma, idrarını tam yapamama, gece sık idrara çıkma, idrar yapıp rahatlayamama, yeniden idrar yapma hissi, idrar yapmaya başlamada zorlanma, kesik kesik idrar yapma ve idrar kaçırma gibi şikayetler meydana çıkabilir.
5-Genç Yaşta Kanser Olunur Mu?
Prostat bütün erkeklerde ortaya çıkarabildiği hastalıklar nedeni ile kişinin yaş kalitesini oldukça etkileyen önemli bir organdır. Yaşı genç kişilerde prostat hastalıkları ile ilgili prostat iltihabı (prostatit), orta ve ileri yaşlarda iyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanseri görülebilir.
6-Laparoskopi Ameliyatı Riskli Mi?
Laparoskopik ameliyatının genel riskleri geçici veya uzun süreli iktidarsızlık, kısırlık, geçici veya uzun süreli idrar kaçırma, penis kısalması olarak sıralanabilir. Çok nadiren görülse de bu ameliyat bağırsak zedelenmesine yol açabilir.
7-Prostat Kanseri Vücuda Yayılır Mı?
Kanser hücrelerinin büyüme ve yayılma döneminde yakın organlara lenf sistemine ve vücudun başka bölgelerine yayılabilir. Ayrıca yavaş ilerleyen bir hastalık olduğundan tümör, kötü huylu bir karakter göstererek diğer organ veya kemiklere sıçrayabilir.