Testislerin bulunduğu torbada (skrotum) bulunan damarlardaki genişleme ve şişme durumunu tanımlayan tıbbi terime varikosel hastalığı denir. Genellikle sol testisin damarlarında görülür, ancak nadir durumlarda her iki tarafta da görülebilir.
Varikosel, testislerin etrafındaki damarlarda kanın normal şekilde akışını engelleyen bir durumun sonucudur. Çoğu zaman ağrısızdır, ancak bazı erkeklerde testis ağrısı veya rahatsızlık hissine neden olabilir. Ayrıca, bazı erkeklerde sperm üretimini etkileyebilir ve dolayısıyla üreme sorunlarına yol açabilir.
Varikosel Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Varikosel hastalığı belirtileri şunlar olabilir:
Skrotumda ağrı veya rahatsızlık hissine neden olabilir. Bu ağrı zaman zaman hafif olabilir, ancak bazen ciddi ağrılara yol açabilir. Skrotumda genişlemiş damarlar nedeniyle şişlik veya kabarık bir görünüm oluşturabilir. Bu şişlik bazen fark edilebilir şekilde belirgin olabilir.
Testislerde bir ağırlık veya dolgunluk hissi yaratabilir. Uzun süreli olduğunda, testislerde küçülme veya atrofi (küçülme) ile sonuçlanabilir. Bu durum, spermatik damarların genişlemesi nedeniyle testislerin normal sıcaklığını koruyamamasından kaynaklanabilir.
Bazı erkeklerde varikosel hastalığı, sperm üretimini etkileyebilir ve fertilite sorunlarına yol açabilir. Sperm kalitesi düşebilir, sperm hareketliliği azalabilir ve sperm sayısı azalabilir.
Belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı erkekler hiçbir belirti yaşamayabilir. Ancak yukarıda sıralanan belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız veya hastalığın şüphesini taşıyorsanız, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.
Bir doktor, fizik muayene ve gerekirse görüntüleme testleri (örneğin, ultrasonografi) kullanarak teşhis koyabilir ve uygun tedaviyi önerir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale veya embolizasyon gibi prosedürler yer alabilir.
Varikosel Hastalığına Sebep Olan Faktörler Nelerdir?
Tam nedeni bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörlerin bu durumun gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir:
Ailesel geçiş gösterebilen bir durumdur, yani aile geçmişi varikosel hastalığı riskini artırabilir. Erkeklerde testislerdeki damarlar, kadınlara göre daha fazla kan taşır. Bu nedenle, bu damarlar genetik olarak zayıf veya geniş olabilir, bu da riski artırabilir.
İç abdominal basınçta artış, karın içi organlardan gelen damarların testis damarlarına baskı yapmasına neden olabilir. Özellikle kabızlık gibi durumlar bu basıncı artırabilir.
Hormon dengesizlikleri, gelişimini etkileyebilir. Özellikle testosteron seviyelerinin düşük olması bu duruma katkıda bulunabilir. Genellikle ergenlik döneminde veya erken erişkinlik döneminde belirgin hale gelir. Yaşla birlikte risk artabilir.
Uzun süre boyunca ayakta durmak veya oturmak, testis damarlarına baskı yapabilir ve varikosel hastalığı riskini artırabilir. Skrotum bölgesine alınan yaralanmalar veya travmalar, gelişimine katkıda bulunabilir.
Varikosel Hastalığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Laparoskopik cerrahi, minimal invaziv bir cerrahi işlemdir. Küçük kesiler kullanılarak testis damarlarına erişim sağlanır ve genişlemiş damarlar bağlanır veya kapatılır.
Mikrocerrahiyönteminde büyümüş damarlar daha hassas bir şekilde düzeltilir. Genellikle mikroskop altında yapılan bu işlem, daha az zarar verici bir seçenek olabilir.
Radyofrekans veya lazer ablasyon yöntemlerinde ise, varikosel hastalığı bulunan damarlar yüksek sıcaklık veya enerji ile tıkanır veya yok edilir.
Embolizasyon invaziv olmayan bir prosedürdür. Bir kateter, kasıklardaki büyümüş damara yönlendirilir ve damara embolizan maddeler enjekte edilir. Bu, damarın tıkanmasına neden olarak kan akışını engeller.
İlaç tedavisi genellikle tedavide etkili değildir. Ancak, ağrı veya semptomları hafifletmek için kullanılabilir.
Tedavi seçeneği, hastanın yaşına, semptomlara, varikoselin şiddetine ve fertlikle ilgili endişelere bağlı olarak değişebilir. Semptomlar yoksa veya hafifse tedavi gerekmeyebilir. Ancak ağrı, testis atrofisi veya üreme problemleri gibi semptomlar varsa, tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir.
Tedavi için en iyi seçeneği belirlemek için bir ürologla görüşmek önemlidir. Her hasta farklıdır ve tedavi planı kişiselleştirilmelidir.